Sosyologların tespitidir, "bir insanın kentli sayılabilmesi için dedesinin kentte doğması gereklidir..."
Bu tespit ışığında konuyu ele alacak olursak, sağlıklı bir metot uygulamış ve gerçekçi bir sonuca ulaşmış oluruz diye düşünüyorum...
Kentte yaşamak ile kentli olmanın arasındaki büyük farktır aslında şu an şehirde yaşanan trafik kaosu...
Kentli olamadan kentte yaşayan nüfus, tüik verilerine göre, toplam şehir nüfusunun yüzde sekseninin üzerinde.
Bu oran aslında şehirde yaşanan trafik kaosunu açıklamakta.
Kentli olamamış, kentte yaşamanın sorumluluğunu kültür haline getirememiş, "empati" denilen duygudan bihaber olan şehrin sakinleridir, bu yaşanan ulaşım keşmekeşinin müsebbibi.
Kentli olmak, benim hürriyetim karşımdakinin hürriyetinin başladığı yerde biter ana kuralını, bırak özümsemeyi, hiç duymamış vatandaş yığınlarıdır kilitlenen şehrin sebebi.
Hiç çekinmez.
Hiç düşünmez.
Hiç endişe etmez.
Hiç aklına gelmez, yaptığı fahiş hatalarla şehir trafiğini felç ettiğini...
Tek yönlü yolda, tersten gider umursamaz.
İkinci sıra, üçüncü sıra park eder, yolu tıkar.
Dörtlülerini yakar, canının çektiği yere park eder.
Daha sarı yanar yanmaz kornaya asılır, hadi diye.
Kaldırıma park eder yayanın geçişini engeller, umursamaz.
Özürlü geçişine park eder, özrünün farkında olmaz.
Daha ne magandalıklar, sıralamakla bitmez...
Üstüne bir de denetim ve kontrol zafiyeti eklenince, ortaya yaşadığımız manzara çıkıyor...
Yaşadığımız manzara bir fecaat halidir artık ve behemehal çözüm getirilmelidir bu hale...
İlk olarak; denetim mekanizması tek elde toplanmalı, büyükşehir belediyesi bütün denetim yetkisini almalı ve zabıta daire başkanlığı yeterli trafik ekibi oluşturarak sıkı denetim yapmalı.
İkinci olarak; tek yön yolların çıkışına kapan konulmalı, hız düşürücüler standartlara uygun halde gerekli yerlere yapılmalı.
Üçüncü olarak; sivil trafik gönüllüleri oluşturulmalı ve bu gönüllülerin raporları ivedilikle yerine getirilmeli.
Dördüncü olarak; medya ile sürekli işbirliği yapılarak vatandaşın bilinçlendirilmesine dönük çalışmalar ara vermeden devam etmeli.
Beşinci olarak; mobeseler her yerde olmalı, cezalar caydırıcı oranlarda ve tahsili sıkı takip edilmeli.
Velhasıl kelam, madem bu yaşadığımız trafik kaosu fiziki yetersizlikten ziyade, kent bilincinden yoksun, kendini hala köyde zanneden vatandaşlardan kaynaklanıyor, o halde buna dönük çalışmalara ağırlık verilmelidir...
Başkan Sekmen'in bu anlamda yapacağı bütün çalışmaları desteklemek te boynumuza borç olsun...
Yeniden "sonistasyon"da buluşmak dileği ile...