Yillar önce daha caddedeki vakıf binaları sökülüp arsa boşken yazdık;
"Buraya zinhar avm yapılmasın, cadde bu yükü taşıyamaz.Gelin burayı park yapalım! " diye...
Fakat kime anlatıyorum.
Belediye Başkanından milletvekillerine, vakıflar müdüründen esnafa kadar ilgili ilgisiz herkes, buraya avm iyi olur, dedi durdu...
Geldiğimiz nokta belli.
Bu beden bu siklet'i çekmiyor.
Caddede günün büyük bir bölümünde trafik tıkanıklığı yaşanıyor.
Fakat bir defa "aymaz" oldun mu işin kolay.
Sadece"hep bana" dedin mi, kimse umurunda olmuyor.
Şu anda, bu caddeyi tıkayan avm ye bir kat daha yapıldı.
BİR KAÇAK KAT !!!
Milletin gözü önünde.
Olacak şey değil.
Yüzlerce insanın aynı anda bulunduğu bir binaya hangi hesap kitapla, binlerce ton yük eklersiniz.
Bunu yapacaksan başında planla.
Yarın birgün olası bir felaketi kim önleyecek.
Bu kaçak kata kim rıza gösterdi.
Kim izin verdi bu katın yapılmasına.
Belliki bu işin arkasında büyük bir plan var.
Belli ki; "hele önce bu kadar yapalım, şu kadar kullanılabilir alan yapalım, sonra alanı büyütürüz" gibi planlar yapılmış.
Bu "kullanılabilir alan" mevzusu çok önemli.
Bütün plan bu "KULLANILABİLİR ALAN" etrafında dönüyor...
Çünkü vakıflar ihaleye çıkarken şartnamede aradığı en önemli madde "en az şu kadar kullanılabilir alan avm işletmeciliği yapmış olmak. " şartı.
Belli ki, bu vakıf avm de çok derin hesaplar dönmüş.
Belli ki, hesapların içerisinde vakıflar, belediye ve işletmeci birlikteliği var.
Adam vitrininde değişiklik yapacak, izin verme.
Adam bir kaçak kat atıp, binküsür metrekare alan kazanacak izin ver.
Üstelik binanın statiğinde hesaplanmamış binlerce ton yük bindirerek...
Olacak şey değil.
Olacak şey degil.
Olacak şey değil...
Neresinden baksan tutarsızlık,
Neresinden baksan aymazca...
Biz biliyoruz, herkes biliyor.
İnsanlar nihayetinde "aleni doğuruyor !"
Takipteyiz.
Doğum'u da anlatacağım...