Telefonum ardı ardına çalıyor, çoğu rehbere kayıtsız telefonlar.
Açıyorum; Kürt olduğunu söyleyen bir Erzurumlu.
Hınıslıyım dedi ve başladı fırça atmaya. Neye uğradığımı şaşırdım ve söylediklerinden bir şeyler çıkarmaya uğraştım. Epeyce bağırdıktan sonra, “Allahını seversen bu bağırtılarımı üstüne alma, zorumdan ağladım, bu adamın yaptığı terbiyesizliği bir kürt olarak bir türlü içime sindiremedim. Ulaşacak başka bir yer bulamayınca daha önce kaydettiğim telefonundan seni aradım.”
Bundan sonrası çok sakin bir konuşma şekline dönüştü ve olayı anlamış oldum.
Devlet eski Bakanı Zafer Çağlayan Tarsus’ta bir konuşma yapmış ve 17 Aralıkta yapılan operasyonun asıl sebebinin bu 4 bakanın da kürt olması” demiş.
Hınıslı hemşerimin isyanı işte bu söze.
Ve haklı olarak diyor ki, “700 bin liralık saatin rüşvet olduğu iddia ediliyor; EXEL belgeli milyon dolarlık paralardan bahsediliyor, oğlu içeri atıldı, bunları temizlemek yerine olayı bütün Kürtlere mal etmeye çalışmak, Kürtlere ihanettir iftiradır.”
Serzenişi de bunları niye kaleme almadığımıza.
Konuşmanın hemen sonrasında haberi bulup sayfalarımıza koyduk.
Birkaç kişi daha aynı şekilde arayıp, olayın üstüne gitmemizi söyledi.
Hepsinin ortak görüşü de aynıydı.
“Zafer Çağlayan Kürtlere iftira atıyor”
Evet evet, Türk orijinli Kürt menşeli arayan herkes bu düşüncedeydiler.
Doğrusu bize göre de böyle.
Orta yerde bir rüşvet ve yolsuzluk iddiası var.
Bir de, yığınla belge konulmuş.
Hiçbirşey olmasa şu 700 bin liralık saat olayı Çağlayan tarafından bütün açıklığıyla ortaya konulamaz mıydı?
Sen bunları görmezden gel, millete Kürt damarı üstünden aklama konuşması yap!
Bunu ben de bir Türk olarak, Kürt kardeşlerime konduramam.
Kürt namuslu, helal haram bilen insandır.
Rüşveti, almayı melun olmakla eşdeğer tutar.
Bunu da bütün toplum böyle bilir.
*
Özetleyelim; Çağlayan ayıp ediyor.
Sadece Kürtlere değil, konuşmanın içindeki “… Bunları bize yapanlar bir Yahudi, bir ateist, bir Zerdüşt yapsa anlarım. Ama bunları yapan Müslümanım diye geçiniyorsa yazıklar olsun” ifadesiyle de, topluma ayrımcılık ve kin nefret tohumları saçıyor.
Böyle bir rezalet olamaz.
Kendi pisliğini aklamak için toplumun farklı kesimlerine çamur atmak.
Bu nasıl bir anlayıştır?
Anlamak ve kabul etmek mümkün değil!
Zafer Çağlayan kamu vicdanı nezdinde şaibe üstüne oturuyor.
Bunu temizlemek için, iftira, dedikodu ve başka kesimleri olayın ortağı yapmaya çalışmak, suçluluğunu iyice pekiştirir!
Nitekim öyle olduğu anlaşılıyor ve toplum Çağlayan’a ateş püskürüyor!
Yazık; ne hale geldik!