Ticaret Borsaları, hukuki mevzuatla sınırları belirlenmiş mali ve idari özerkliğe sahip kurumlardır. Bir başka ifadeyle; devlete herhangi bir parasal yük getirmeden kendileri kaynak yaratan, kullanan, hatta kamu kuruluşlarına kaynak aktaran kuruluşlardır.
Ayrıca, kendi üyeleri arasından seçimle gelmiş kurullar tarafından yönetilmektedir.
Bu yönü ile de hürriyetçi demokrasinin vazgeçilmez unsurudur.
Borsalar aynı zamanda piyasa ekonomisinin önemli bir parçasıdır çünkü, ticaret
borsalarında, tarım ürünlerinin fiyatları, arz-talep koşullarına göre oluşmaktadır.
Yukardaki tanımda da vurgulandığı üzere, ticaret borsaları bizim gibi tarımın önemli olduğu ülkelerde, milyonlarca tarım üreticisi ve emekçisi açısından önemli bir kurum...
Pekiii bizim ülkemizde durum böyle mi ?
Yani ticaret borsaları ülkemizin tarımı ve hayvancılığına olumlu katkı sağlayabiliyor mu ?
Tek kelime ile özetlemek mümkün bu durumu, "hayır..."
Sebebini de bir cümle ile özetleyebiliriz; "biz millet olarak, ticaret borsalarını da, tıpkı diğer “stk” lar gibi, rant ve unvan kapısı gördüğümüzden mütevellit..."
Erzurum Ticaret Borsasının son elli yılına bir bakın bakalım kimler tarafından yönetilmişler.
"Yarım asır," dile kolay.
Yarım asırdır bizim borsayı kaç başkan yönetmiş biliyor muyuz ?..
Bilelim, tam altı başkan.
1966 Murat Hınıslıoğlu
2017 Hakkı Hınıslıoğlu...
Arada dört başkan var.
Yeri gelmişken isimlerini zikredip, hayırla yad edelim.
Mazhar Afacan 1975-79
Fevzi Gözüm 1979-81
Nihat Eğilmez 1981-87
Şahmettin Eğriçayır 1987-88
Bu yarım asırda, şu dört başkanın hizmet süresi toplam onüç yıl.
Sadece 13 yıl...
Bu onüç yılın on yılında Hakkı Bey yine var, başkan yardımcısı olarak...
O zaman şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Erzurum Ticaret Borsası yarım asırdan bu yana, babadan oğula, Hınıslıoğulları'nın elinde yönetiliyor...
Gelelim bu güne.
Ertelenen seçimlerin günü belli oldu.
Nisan 1’de seçim var.
Görünen o ki, hükümet iki dönem üst üste başkanlık yapanların üçüncü dönem yapamaması yönünde ki kararı uygulamaya sokmayacak.
Yani Hınıslıoğlu yeniden aday olabilecek.
Olur mu ? olur.
Ama ben olsam, olmam.
Yarım yüzyıllık ihtişamı yerle bir etmem.
Zira bu sefer en büyük rakibi kendisi.
Kendi kendisini yıkacak gibi görünüyor...
Yıllardır omuz omuza birlikte yürüdüğü arkadaşlarının hemen hepsinin karşısında yer aldığı bir seçimi alması olası değil.
Karşısında kim olursa olsun Hakkı Bey’den şansı çok yüksek.
Hakan Oral ve Abdurrezak Cellat’ın aday olduklarını biliyoruz.
Bir, “1 Nisan şakası” olacak ama, kime ?..
Bekleyip göreceğiz