Tunç: Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye'nin son 23 yılda hukukun üstünlüğünün tesisi, adaletin vesayetçi anlayıştan arındırılması ve demokratikleşme anlamında önemli mesafeler aldığını belirterek, "Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu hep söylüyoruz." dedi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Çankaya Köşkü'nde, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum başkanlığındaki Hukuk Politikaları Kurulu Toplantısı'na katıldı. Burada konuşan Bakan Tunç, politika kurullarının, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle devreye alınan çok önemli tavsiye mekanizmaları olduğunu söyledi.

Bakanlığın çalışmalarında, Hukuk Politikaları Kurulundan çok istifade ettiklerini belirten Bakan Tunç, Türkiye'nin son 23 yıldır, özellikle hukukun üstünlüğünün tesisi, adaletin vesayetçi anlayıştan arındırılması ve demokratikleşme anlamında çok önemli mesafeler aldığını vurguladı.

Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde sessiz devrim sayılabilen reformlara imza attığına işaret eden Tunç, şunları kaydetti:

"27 Nisan e-bildirisin üzerinden uzun yıllar geçti. Ama hala hafızalarımızda ve o gün muhtıraya karşı direniş, sonraki darbelerin de önlenmesi noktasında bir başlangıç oldu. Hukuk alanında başta mevzuatımızın tamamının yenilenmesi bu döneme rastladı. Çeyrek asırlık bir dönemde, 80 yıllık artık ihtiyaca cevap vermeyen, günümüz ihtiyacına uygun olmayan kanunları, temel kanunların tamamını yeniledik. Anayasada yapılan değişiklikler de özellikle hukuk devleti ilkesinin tahkimi anlamında çok önemli reformlar."

YENİ ANAYASA HEDEFİNDEN VAZGEÇMİŞ DEĞİLİZ

Bakan Tunç, anayasadaki vesayetçi ruhu azaltan düzenlemeler yaptıklarını anımsatarak, şunları ifade etti:

"Ama neticede bir darbe anayasası. Darbeciler tarafından yazdırılmış olması bile başlı başına bir değişiklik için geçer sebeptir. Tabii süreç içerisinde gerek bizim dönemimizde gerekse önceki dönemlerde yapılan değişiklikler anayasadaki yeknesaklığı da bozmuş durumda. Madde sayısı kadar değişiklik yapıldı. Kurumlar arasında görüş ayrılıklarına varan bazı maddelerin yorumlanmasıyla ilgili problemler de ortaya çıkıyor. Yeni eklenen, ihdas edilen kurumlar var. Farklı bir maddeyle değerlendirildiğinde farklı sonuçlar çıkabiliyor. O nedenle Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu hep söylüyoruz. Bu hedeften vazgeçmiş değiliz. Hukuk Politikalar Kurulunun da yeni anayasa hedefiyle ilgili sürekli kamuoyuna yaptığı açıklamaları da biliyoruz. Önümüzdeki süreçte buna daha da yoğunlaşmamız lazım. Tabii ki bu bir uzlaşma gerektirir. Meclis'te milletvekillerinin, partilerin bu konuda uzlaşması lazım."

Yargı teşkilatının planlı bir reform süreci geçirdiğini belirten Bakan Yılmaz Tunç, yargı reformu belgeleri doğrultusunda çok sayıda yargı paketinin Meclis'ten geçtiğini anımsattı.

Bakan Yılmaz Tunç, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin gecikmeyen, öngörülebilir bir adalet sistemi vizyonuyla hazırlandığını vurgulayarak, "Hep beraber Sayın Cumhurbaşkanımızın adalet politikalarını, millete vaat ettiği hukukla ilgili politikaları gerçekleştirmek için buradayız. Bu da demokrasinin bir gereği. Cumhurbaşkanımızın hukuk politikalarını, yargı bağımsızlığı ve çerçevesi içerisinde hayata geçirmek için gayret göstermeye devam edeceğiz." diye konuştu.

Kurula yeni katılan üyeleri tebrik eden Tunç, üyelerin çalışmalarında başarılar diledi.

YENİ ANAYASANIN HERKES TARAFINDAN İSTENDİĞİ BİR MECLİS ARİTMETİĞİ VAR

Mehmet Uçum da politika kurullarının kurulduklarından bu yana gönüllü bir şekilde, ödeme almadan çalıştığını söyledi.

Türkiye'nin olağan gündemi olan yeni anayasa ihtiyacına yönelik Hukuk Politikaları Kurulu olarak yaklaşımlarını ortaya koyduklarını dile getiren Uçum, "Meclisimizin, Terörsüz Türkiye hedefi de gerçekleştikten sonra, Türkiye'ye yeni bir anayasayı geniş tabanlı bir kabulle ve halkın da yüksek onayıyla kazandıracağına çok inanıyoruz. İlk kez tarihimizde bu denli yeni anayasanın herkes tarafından istendiği bir Meclis aritmetiğine ve halkta taleplerin olgunlaştığı bir döneme girmiş durumdayız." dedi.

Uçum, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başbakanlığında 2009 yılında 1 Mayıs'ın Emek ve Dayanışma günü ilan edildiğini hatırlatarak, "Yıllarca bunun mücadelesini veren işçi sendikaları, sol çevrelerin, Cumhurbaşkanımızın bu konudaki iradesinin ve 23. Meclis'in bu konudaki kararının yeterince kıymetini bildiklerini umuyorum, hatırlamalarını diliyorum. Bütün işçilerin, emekçilerin bayramı olan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı'nı da kutluyorum." ifadelerini kullandı.